Küba seyahatim yazı dizisi olabilir...Çok şanslıyım zira duvarlar yıkılmadan Küba'yı görmüş oldum..Unuttuğumuz birçok şeyi hatırlayıp, şükrettiğim bir seyhatti.. Bizler artık pek yokluk, yoksunluk yaşamıyoruz..Bu seyahat ne kadar şanslı olduğumuzu hatırladığımız bir seyahatti..Ancak tüm bunların yanında da çok eğlenceli ve keyifli idi. Toplam 9 günde ne plaj kaldı gitmediğimiz, ne de egzotik adalar...
Küba seyahatim eşim ve bir arkadaş gurubumuzla yaptığımız son senelerde ki en eğlendiğim seyahatlerin başında geliyor. İstanbul'dan henüz direk uçuş olmadığından air france ile paris üzerinden uzun bir uçuşla Küba'ya Havana'ya vardık...Bu seyahatte yaptıklarımı ,lokantaları ve diğer bilgileri başka bir yazıda anlatacağım ancak bugun genel Küba havasını sizlere paylaşmak istedim..Şansımıza çok sıcak olması gereken Havana oldukça serindi, Biz Melia Cohiba otelde kaldık.. Şehrin en kalınacak oteli o denmişti, gerçektende şehri gezince bizde öyle olduğunu gördük. Özellikle son dört executive katı oldukça iyi bir alternatif kalmak için. Şehrin simgesi, bir döneme damga vuran o muhteşem National otel malesef dökülüyor.. Eminim bu ambargoların kalkması ile şehirde birçok şey yenilenecek. Telefon ve internet hatları çok kötü..İnternete girebilmek neredeyse bir mücize....
Havanada her yerde müzik sesi yükseliyor. Bu ülkede okur yazar ve yüksek öğrenim oranı çok yüksek, inanılmaz çok insan sanatla uğraşıyor..müzik zaten onlar için hava su gibi ihtiyaç olmuş, sanırım Kübalı olup da güzel salsa yapamayan kimse yok...Heykel, resim de çok popüler..sokaklarda kurulan pazarlarda sokak ressamlarının oldukça hoş eserlerine rastlamak çok olası...
Benim Küba sokaklarında en çok dikkatimi çeken tabii devrim öncesi getirilen eski arabalar oldu..1954 ten önce getirilen arabaları görünce zaman durmuş hissine kapılıyorsunuz.Bugün taxi olarak kullanılan arabalar malesef dökülüyor , ancak onlarla gezmek de çok keyifli.. Kübada kadınların örtünmek gibi bir dertleri yok; vücütları, kiloları ne olursa olsun oldukça rahat giyiniyorlar ve bunu o kadar doğal taşıyorlar ki en şişman kadın bile sizi görsel rahatsız etmiyor. Eski bir alışkanlık çiçekçi kadınlar artık sokaklarda sadece turistlerle resim çektirmek amaçlı varlar..
Bembeyaz giyinen kadın ve erkekler Santeria inancı üyeleri ...Bu din batı Afrika ve karayip influanslarının katolizmle harmanlanmasından ortaya çıkmış, Küba'da oldukça yaygın bir inanç.. Kendi aralarında Yoruba dialeği ile konuşan santeria üyelerini giyimleri ile hemen farkedebiliyorsunuz. Santeria üyelerine meydanlarda bir masa başında fal yada tarot açarken görmeniz oldukça mümkün.Büyücülük de santeria üyelerinin ilgi alanlaı içinde... Ben Mexicocity de pazar yerinde yer tezgahında vodoo bebekleri satan bir kadın görünce inanamamıştım ancak sanırım Güney Amerika'da bu kültür çok yaygın...Sokaklarda müşteri bekleyen falcı kadınlar Havana'da oldukça normal bir görüntü...
Tabii puro ve rom da küba kültürününü bir başka olmazsa olmazı..Ancak Purolar hayal edildiği gibi güzel kadınların baldırlarında sarılmıyor malesef...
Binalar iste başlı başına bir olay Havana'da ....Mimari olarak gördüğüm en güzel şehir desem Havana için yalan söylemiş olmam ancak tabii ciddi bir renovasyona ihtiyaç var.
Ben Küba'da camii göremedim ancak gururla Atatürk büstünün resmini çektim..
v
Havana da yaşayan ve evi bugün müze gibi gezilebilen ünlü Amerikalı yazar Earnest Hemingway'in de burada izlerini görebiliyorsunuz.Evini görmenizi tavsiye edeceğim yazarın Havana da neredeyse tüm barlarda imzası var.. Old man and sea adlı kitabında kübadaki hayatını anlatan yazarın en favori iki barı ile ilgili görsel ve bilgi bir sonraki Küba yazımda...