Başka İstanbul yok ancak ben İstanbul'dan çok sıkıldım..Daha doğrusu basma kalıp insanlarından..Herkesin ne modaysa onu yapıp ,onu yiyip içmesinden...Neden özgün olamayız ki...Herkes güzel olmak , iyi giyinmek güzel yerlerde yemek yemek ve keyif almak ister ancak neden bunları sadece moda diye yaparız...Kimsenin kendine özgü bir keyfi, modası ya da zevki yok mu? Hele gencecik kızlar karbon kopya gibi... Gecen hafta Sibel Arna'nın İstinye Park Geyşaları adlı yazısı o kadar doğru ve güzel bir yazıydı ki anlayabilene... Önceki senelerde okulun ilk günü gelen velilerin üstünde gördüklerimi aklımda tutardım çok beğensem de alınmayacak diye; zira inanın onlar o sene kızılay dağıtmış gibi heryerde olurdu.. Şimdi de instagram var çok şükür alınmayacaklar listesini ona göre yapıyorum.
İşte bu yazın da şu renkli aynalı gözlükleri..Hoş iki yazdır var ve de çok fenalar. Kimse yaşına bakmadan takıyor..Belki gençlerde hoş olabilir ancak 40ın üstündeki bazı hanımlarda hele hele klasık bir giyimle öyle komik oluyor ki..ama olsun moda..Moda olursa mutlaka yapılmalı..İşte bu kış yırtık pantalon modası gibi..yaşına başına bakmayan herkes giydi...Tabii hepsinin çantası Hermes Birkin ve ya Kelly ; Chanel ; Louis Vuitton..başka markalara çok rağbet etmiyorlar. Sahte de olsa bu markalar olmalı illa...
Bir gurup hanım var ki küçük çocukları olmasa dahi çocuk doğumgünlerin de bile boy gösteren, günde gerekirse iki kez kıyafet değiştiren, her daim kuaförlü ve profesyonel makyajlı gezen.. Son üç dört senede bu insanların ismini duyar olduk, o da katıldıkları davetlerde poz vermekten vazgecmemeleri yüzünden.. Zaten haftalık dergilerde artık basmakalıp hep aynı 5-10 kişinin etrafında dönmüyor mu? Hayat onlara ne kadar zor.. İşte onların instagramlarına göz gezdirip alınmayacak ve giyilmeyecekler listemi kolaylıkla yapıyorum....Bu hanımlar hala Loubotin ve Charlotte Olympia'nın platfromlu ayakkabılarında takılı kaldılar, çarşıda pazarda davetlerde ayaklarında iki karış ökçelerle ip canbazı gibi salınıyorlar; plajlarada da tabii topuklu terlikler gidiyorlar.. Eğer hasbelkader instagrama resim koyacak ve deniz kenarında topuksuzla yakalanırlarsa da parkmak ucuna kalkıp öyle resim çektiriyorlar..İnstagrama biraz dikkat edin göreceksiniz:))
Bu hanımlar yemek konusunda da bir örnekler. Son dönem bir '' kale'' merakı çıktı.. ''KALE'' bizim karalahananın bir türü, kimse kara lahanıanın yüzüne bakmazken, kale olunca şimdi pek bir moda..Gaz maz kimin umrunda herkes kale suyu içer oldu.)) Tabii bir de quinoa..Quinoasız öğün geçmiyor...Biliyorlar mı ki quinoa aslında oldukça yüksek bir kaloriye sahip? ..Neyse herkese afiyet olsun.
Bu hanımların gittikleri estetik doktorları ve dişcileri de genelde aynı..O yüzden de seneler içinde birbirlerine daha çok benzemeye başlıyorlar. Pek ingilizceye vakıf olmasalar dahi instagramda yalan yanlış cümlelerle ingilizce yazıyorlar. Yüzde sekseni de yanlış oluyor bu yazıların..
İnstagramda bayağı fazla fallloweri olan bu hatunlar genelde seyahatlerinden, yediklerinden ve alışverişlerinden görsel paylaşıyorlar..Tabii bol bol da hediye geliyor, onlarda ayrı bir instagram konusu oluyor .Doğım günlerinde genelde farklı çanta ayakkabı ve mücevher konulu dev görsel pastalar kesip bunları paylaşıyorlar yine..Aslında yaz yaz bitiremem bunları...
Kısaca siz bir bu yaz alınmayacakalr listesi yapmamı isterseniz ...aynalı gözlükler, püsküllü kıyafetler, taşlı spor ayakkabılar,yırtık jeanler , dantel deniz kıyafetleri.....
birde deniz kenarında büyük ve gösterişli mücevherler ve marka çantalar (hermes, Chanel tarzı hasır değilse) kullanmamanızı tavsiye ederim..
Neyse siz siz olun biraz farklı olun; moda güzel bir şey ancak modayı siz kullanın, modanın esiri olmayın.İstanbul'da çok hoş özgün butikler var..Basma kalıp olmak istemiyorsnız büyük markalar yerine o küçük butikleden kendinize yakışanı giyin ..
Bu video ya çok güldüm..so what YANE.....
Christie’s Londra'da sonbaharın gelişi ile birlikte Müzayede sezonunun da açtı.. Bu müzayedelerden biri de ünl&uum...
Hamam sefası benim için bir lüx değil bir ihtiyaç desem yalan söylemiş olmam. Sanırım istanbul'da çok hamam dolaştım,...
Siren'i çok eskiden beri tanıyorum, gerçekten her zaman çok şık ve bakımlı bulduğum biridir; üstelik de çok çalışkan. Neye el atsa üstesinden gelen...
Christian Louboutin son Meksika seyahatinde onların kültürlerinden o derece etkilendi kiTaller Maya adlı yöresel bir yardım kuruluşu ...
Amerika’da yaşayan efsanevi kadın İris Apfel geçtiğimiz yaz 90 yaşına basmasına rağmen hala stil ikonu olma özelli...
Hindistan doğumlu Mohapatra, en son Michelle Obama'ya da bir kıyafet tasarladı.İşte bundan sonra tüm gözler bu genç tasarımcının &u...
Sırma Maison'la tanışmam çok çok seneler öncesine dayanıyor. Nişantaşında girişi küçücük bir dükkanken...
Hermes markası dünyada lüxün en önemli tanımlarından biri.. Bu kadar önemli bir marka tabii ki defolu mala tolerans göst...
Huffingtonpost style'da bugün çıkan bir yazı benim göğsümü kabarttı. Hem bir Türk, hemde İdil'i tanıdığım içi...
Marrakesh'te ki oteller bei benden aldı..Hindistan'da ki otellerin lüksü görkemi ile yarışacak boyutta otelleri gezdim.bunlarıda sizl...
Kapadokya bölgesi aslında birçok küçük yerleşim bölgesinden oluşuyor. İstanbul'dan Nevşehir'e ya da Kayseriye u&cc...
Bramford Watch bölümü Wimbledon tenis turnuvası için özel iki adet limitli sayıda Rolex saati ür...
İçime bir tatlı telaş düştü, kalbim deli gibi çarpıyor...Ben ki hayatımda okul tiyatrosunda bile sahne almamış biri ciddi bi...
Küba Havana'da Bueno vista social club'un canlı performansını keyifle izledim.Tabii kurulduğu günden beri malesef üyelerinini &cc...
