Text Widget

Hello there, this is a custom widget area, you can add anything here or in mollis est fringilla non. Vestibulum et felis lacus. Curabitur sed.

Our Pages

Blog Categories

Arama

Seyahat       İstanbul

Saffet Emre Tonguç ile MBT Karaköy turu...

04.05.2014 Tarihinde yayınlandı

MBT Masai Barefoot Technology 1996 ylında mühendis Karl Müller tarafından tasarlandı. Birçok farklı kası çalıştıran bu ayakkabı sanki kumda yürüyormussunuz effectini veriyor. Boyun, sırt ağrılarından duruş bozukluklarına kadar birçok konuda yararlı olan bu ayakkabılar bir de fazla kalori yakmanızı sağlıyor.

Saffet Emre Tonguç 

İşte bu mucizevi ayakkabı markası geçen hafta ünlü gazeteci ve rehber Saffet Emre Tonguç  ile küçük bir guruba karaköy turu düzenledi.Tüm konuklara MBT ayakkabıları vererek bu tecrübeyi yaşamalarına yardımcı oldu.Ben Galata’da oturuyorum, çok sık bu bölgede dolaşıyorum  bu tura katılamasam da sonradan yolladığı bilgiler sayesinde  ben de Saffet beyden  bambaşka şeyler öğrendim.

Gelin Saffet Emre Tonguç’un kaleminden kısaca karaköy Öyküsünü okuyun…  

Karaköy ve civarı 19. yüzyıl sonlarından itibaren Osmanlı’nın finans merkezi olmuş, kapılarını 1917 Bolşevik Devrimi’nden kaçan Beyaz Ruslara da açmış.

Galata Köprüsü’nün devamındaki Karaköy XIX. yüzyılda burada yaşamış olan Karaim Yahudileri’nden almış adını. Genelevleriyle de ünlü olan semt, Necatibey Caddesi ve rıhtım arasında görebileceğiniz çok sayıda unutulmuş kiliseyle donatılmış. Karaköy’den Galata’ya uzanan Bankalar (Voyvoda) Caddesi her iki tarafını süsleyen muhteşem 19. yüzyıl yapıları ile o çağa açılan bir kapı izlenimi veriyor insana.

 

Karaköy Meydanı’ndaki trafik kaosunun içinde bile güzelliğini fark edeceğiniz Karaköy Palas, 1920’de İtalyan mimar Giulio Mongeri tarafından Bizans, Selçuk ve Osmanlı tarzları karıştırılarak yapılmış. Bina günümüzde Halkbank ve Yapı Kredi Bankası tarafından kullanılıyor. Tünel’in karşı köşesinde gördüğünüz süslü yapı Nordstern Han’a ait. 1889 yılında inşa edilen han, sivri kemerleri, bezemeli pencereleri ile Gotik’ten Rönesans’a geçiş döneminin mimari özelliklerini yansıtıyor.

Karaköy iskelesine doğru ilerlediğinizde, köşede neoklasik üslubun kullanıldığı T.C. Ziraat Bankası’nın önünden geçeceksiniz. I. Dünya Savaşı’ndan önce Viyana Bankası olan ve 1912 yılında yapılan binanın Haliç’e bakan yüzündeki iki heykel dikkati çekiyor. Deniz Yolları Binası ise Türkiye Denizcilikİşletmeleri şirketinin merkezi. 1912 ve 1914 yılları arasında inşa edilen bina üç kat boyunca yükselen eklektik üsluba sahip. Karaköy’ün gizli hazinelerinden biri de Yeraltı Camii. Eskiden caminin yerinde Haliç’e davetsiz misafirlerin girmesini engellemek için konulan zincirin bağlandığı bir kule varmış.

Caddede bulunan L şeklindeki yapı St. Benoit Lisesi’ne ev sahipliği yapıyor. 1427 yılında Benedikt keşişlerinin St. Benoit Kilisesi’ni kurdukları zaman yapılmış çan kulesi en göze çarpan özelliği. St. Benoit Lisesi’nin hemen yanında Ermeni Katolik Surp Hisus Pirgiç (Kurtarıcı İsa Kilisesi) Kilisesi var. 18. yüzyılda Sivas’tan gelen Mekhitar isimli keşişin liderliğinde bir grup Ermeni, misyonerlerin de etkisiyle kurtuluşun Roma’daki Katolik Kilisesi ile birlikte hareket etmekten geçtiğine inanmış ve Katolikliği seçmişler. Devasa Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi külah biçimindeki kubbesi ve çıkıntılı kemerleriyle tipik Ermeni mimarisini yansıtıyor. Kilise, Ermenilerin araziyi Cenevizlilerden aldığı 1431 yılından beri burada.

Arka sokaklarda gezinmeye devam ettiğinizde yolunuz Ali Paşa Değirmen Sokak’ta Meryem Ana Kilisesi’ne çıkıyor. Tartışmalı bir konumu olan Türk Ortodoks Patrikhanesi 1922’de Fener Rum Patrikhanesi’nin gücünü azaltmak için kurulmuş. Kilise ilk olarak 16. yüzyılda yapılmış. Günümüzdeki bina, 1840’ta Panayia Kafatiani olarak inşa edilmiş ancak 1924’ten sonra Papa Eftim tarafından yeni oluşumun merkezi olarak kullanılmaya başlanmış.

Rus Ortodoks kiliseleri Karaköy’ün unutulmuş ibadet yerleri arasında en olağanüstü olanları. Çatıda yer alan dört kilise Rus hacıların Yunanistan’daki Aynaroz Dağı’na veya Kudüs’e giderken mola verdikleri dinlenme evlerinin üstüne şapel olarak yapılmış. Bunlar “Podvoriyes” olarak isimlendirilmişler. Rahip, şapelin hemen altındaki katta, misafirler ise aşağı katlarda kalırmış. İlk olarak 1870 yılında Aya Andrea yapılmış. Onu kısa bir zaman sonra, 1878’de Aya Panteleymon, 1879’da Aya İlia (İlyas) ve 1880’de de Triotskoye (Kutsal Üçleme) takip etmiş. Şapeller en yoğun zamanlarını Beyaz Ruslar’ın Bolşevik Devrimi’nden İstanbul’a kaçtığı 1920 ve 1924 yılları arasında yaşamış.

Saffet Emre Tonguç Karaköy’de ki en sevdiği yerleri de söyle sıralıyor..

Karabatak, Ops, Unter Karaköy Lokantası, Maya, Gaspar, Ferahfeza ve Bej sevdiğim kafe ve lokantalar. Dükkanlardan Atölye 11, 333 KM, Lastik Pabuç ve Kağıthane, sanat galerilerinden ise Art Sümer ile Galeri Mana beğendiğim yerler arasında bulunuyor.

Özellikle bu yazı ve görseller için sayın Saffet Emre Tonguç'a teşekkür ederim. İstanbul turlarını instagramda kendi adıyla olan hesabından takip edebilirsiniz.

 

MBT giyen bazı holyywood ünlüleri