Text Widget

Hello there, this is a custom widget area, you can add anything here or in mollis est fringilla non. Vestibulum et felis lacus. Curabitur sed.

Our Pages

Blog Categories

Arama

Seyahat       Şehirler

Karlar diyarında bir rüya ..Lapland

24.12.2015 Tarihinde yayınlandı

Dünyanın ucuna gittim desem pek de yalan sayılmaz.. Lapland seyahatim gerçekten benim için surreal bir seyahatti.. Finlandia’yanın kuzeyi Lapland olarak anılan bölge laponların yaşadığı binlerce göl ve bembeyaz ormanlarla örtülü rüya bir bölge…

İstanbul’dan Helsinki’ye uçtuktan sonra oradan da yaklaşık bir saat uçarak Rovaniemi şehrine varıyorsunuz. Kısa kalacağımızdan ben şehirde konaklamayı tercih ettim. Ancak çok daha yoğun bir doğa seyahati yapmak isterseniz size ona gore öneriler de sunacağım..

 

Öncelikle Laponlar ve yöreyi sizlere kısaca anlatayım. Laponlar,yaklaşık 4000 yıl önce Sami ırkından gelen Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın kuzey bölgelerine yerleşmiş olan etnik bir gurup. Bugün malesef sayıları 60.000 kadar kalmış, yüzde yetmişi halen Ural dilinin bir uzantısı olan Laponca konuşuyorlar. Gelir kaynakları Ren geyiği yetiştiriciliği olan bu gurup, kendilerine özgün dokuma kumaşlı giysiler giyip, kendi bayrakları, ulusal günleri ve Joki adı ile anılan müzikleri ile ananelerini hala korumaya gayret ediyorlar. Seneler boyunca Şamanizme inanan Laponlar sonradan kendi dillerini konuşmamaları konusunda ve Hırıstiyanlığı seçmeleri için oldukça ciddi bir baskı görmüşler.1956 yılında Kuzey Sami Konseyini kurduktan sonra hakları için mücadele etmeye başlasalar da, bugün hala azınlık statüsünde yaşayan ve toprakları konusunda mücadele vermek zorunda kalan küçük bir gurup olarak yaşamlarını sürdürüyorlar.

 

Rovaniemi Kuzey Finlandiyanın en büyük şehri.180 bine yakın insanın yaşadığı bölge özellikle kış turizminde bir başka senlikli havaya bürünüyor. Burası Noel babanın şehri diye geçtiğinden özellikle Aralık ayı gitmeyi planlarsanız seyahatinizi son dakikaya bırakmamanızda yarar var. Hoş burada Noel babayı 12 ay görmeniz mümkün o da ayrı konu.

Burada güneşin doğuş ve batış saatleri de oldukça farklı.Biz oradayken aralık ayında sabah 11.00 gibi çıkan hafif güneş saat 15.00 civarı yerini karanlığa bırakıyordu. 6 haziran 7 temmuz arasında güneşin neredeyse hiç batmadığı bölgede, Mayıstan Ağustos ayına dek neredeyse gece pek yaşanmıyor. Aralık ayında gündüz saatlerinde havanın -20/25 arasında olduğunu size söylememde sanırım yarar var. Yaz aylarında dahi sıcaklık 28 derecenin üstüne nadir çıkıyormuş..

 

Eğer tamamen doğa ile başbaşa olabileceğiniz farklı bir tatil yapmak isterseniz size Rovaniemi’den biraz daha kuzeyde bulunan Saariselkä Fell bölgesinde yer alan Kakslauttanen de, iki ayrı köyden oluşan otelde kalmanızı önerirrim. 16 adet keko glass-igloo diye adlandırdıkları yarı cam igloo gerisi tahta oda, 12 adet igloo oda ve bir de buz bar içeren bir köy ile kütük evlerden oluşan ikinci köy otelde tamamen izole ve doğa ile başbaşa bir tatil olanağı sunuyor..

 

Artic snowhotel de yine farklı bir tecrübe…Kardan inşaa edilen bir otelde uyku tulumları içinde uyuyabileceğiniz bir yer burası.Bu eğer genç değilseniz benim ne tercihim ne de tavsiye edeceğim bir macera değil.

 

artic light hotel

artic tree house hotel

Eğer bizim gibi şehrin içinde yada yakınında konforlu konaklamayı tercih ederseniz daha ya haziran 2015 te açılan Arctic Light Oteli’ni ya da bu 2016 yılında açılan artictree house hoteli tavsiye edebilirim. Artic tree house hotel in odalarında uyandığınızda karşılaşacağınız manzara gerçekten çok etkileyici. tam şehrin merkezinde konaklamak isterseniz ise artic light hoteli denemelisiniz.Oldukça keyifli dekore edilen ve sizi rahat ettiren konfora sahip otellerde tüm konforunuzdüşünülmüş. 

Bu seyahatte size mutlaka yapmanızı önereceğim şeylerin başında husky ve ren geyikleri ile dolaşmak geliyor. Yalnız artık çok ticari ve tursitik bir hal alan bu turlardan ayrı olarak,organize edenlerden özel bir şey istemenizi de önemle tavsiye edeceğim.

Ren geyiği ve husky çiftlikleri yörede oldukça önemli.

Husky’ler 1 yaşından itibaren kızak çekme konusunda eğitime başlıyorlar. Benim düşüncemin aksine burada çok farklı cins husky olduğunu öğrendim. Ben tüm husky’leri beyaz yada kırçıl tüylü; renkli gözlü sanırdım .. Köpeklere günde 1.5 kilo kadar et yediriyorlarmış, devamlı hareket halindeki hayvanlar kar yiyerek susuzluklarını da gideriyorlar. Genellikle öndeki liderler dişi köpeklerden seçiliyormuş. En arkada ki köpekler de en güçlüleri oluyormuş. Kızakları sizin sürmenize izin veriyorlar, ancak komut açısından köpekler sahiplerine itaat ettiklerinden bu konuda israrcı olmalısınız, yoksa çok turistlik bir gezi yaparsınız. Aynı filmlerde ki gibi oldukça hız yapabiliyorsunuz köpeklerle. Onları kullanırken arkada ayakta duruyor, aynı motosiklete biner gibi virajlarda siz de hafifçe yatıyorsunuz. Ancak pek de kolay bir iş olduğunu söyleyemeyeceğim bunun. Ren geyikleri çok ürkek hayvanlar..Ormanda çok az sayıda sahipsiz geyik var, neredeyse hepsi çiftliklerde. Ren geyikleri boynuzlarını saran deri sayesinde hisleri oldukça gelişmiş hayvanlar. İnanılmaz bir şekilde ağaçların dallarına değmeden başların eğerek yürüyorlar. Onları seyretmek bile başlı başına keyif.. Bir de onların çektiği kızağa binmek bambaşka keyif. Bu kızakları da kendiniz kullanabiliyorsunuz.

 

Kar motoru turları zaten burada olmazsa olmaz. Biz The Santa Claus village’a kar motorları ile gittik ve tüm çevreyi motorlarla dolaştık. Güzel bir lokantanın bulunduğu kasaba da yöreye özgü hediyelik dükkanlar da var. Burada Noel baba ile resim çektirebilirsiniz.

 

Bir başka gün ise yine kar motorları ile dolaşıp gölde delik açıp balık tutmayı denedik. Bu biraz sabır gerektiren bir aktivite…Biz özel tur yaptığımızdan balık tutmaktan sıkılarak motorla gezmeye devam ettik ve gerçekten doğanın güzelliğine bir kez daha hayran kaldık.

 

Bir gece yaptığımız Aurora adını verdikleri kuzey Kutup ışıklarını görmek için ormanın derinliklerine daldığımız tur sanırım tüm seyahatin en güzel bölümüydü.. Vikaköngas bölgesinde derin ormanda akan bir nehrin yanında yaktığımız ateşte pişirdiğimiz sandeviç ve sosisleri yerken şansımıza ağaçların tepesinde S cizen kuzey ışıklarını seyretmek hepimizi nefessiz bıraktı. Bölgede Torassieppi gölü ve İnari gölü çevresi kuzey ışıklarının genelde en net görüldüğü yörelerdenmiş ancak biz oldukça şanslıydık, hava bulutsuz olduğundan o gece heryerden kuzey ışıkları görülebiliyordu. Normalde 365 günün 220 günü çıkan kuzey ışıklarını görebilmeniz için bulutsuz bir gökyüzü gerekiyor. 

Kemi kasabasından hareket eden Sampo buzkıran gemisi ile Bothnia körfezine açılmak da oldukça rağbet gören aktivitelerden biri. Birde bu turda özel bir kıyafet giyerek o buz gibi suya girebiliyorsunuz.

 

Ranua Zoo ‘da eğer cocuklarınızla seyahat ediyorsanız yapmayı düşüneceğiniz turlardan biri olabilir. Yaklaşık 50 farklı kutup hayvanının yaşadığı hayvanat bahçesi hoş bir gün gecirebileceğiniz bir adres.

Rovaniemi şehir merkezinde bulunan Arktium Science müzesinde ise ikinci dünya şavaşında Almanlar tarafından yakılan şehrin ve yöre halkının hikayesini anlamanıza yardımcı olacak şeyler sergileniyor.

 

Ayı yemedim diyemeyeceğim

menülerde yediğiniz yemeğin içinden şaçma çıkabilir uyarısı bulunuyor.

Buraya seyahati düşünüyorsanız farklı tadları da denemeye açık olmalısınız. Öncelikle Ren geyiği aynı bizim koyun, inek gibi etinden, dersinden güçünden yararlanılan yerel bir hayvan. Bize her ne kadar garip gelse de onlarda ren geyiği yemek o kadar doğal ki.. Bunun dışında yaban domuzu ve ayı eti de yenen farklı hayvanlardan bazıları. Somon ve gölde yakalanan farklı bir çeşit alabalığı da oldukça sık menülerde ve bazı yemeklerin içinde yer alıyor. Ben otelde istediğim club sandewich in içinde tavuk yerine ren geyiği görünce oldukça şaşırdım ancak zaman içinde siz de kanıksıyorsunuz. Rovaniemi’de meksika lokantasından sushi lokantasına hatta kebapçıya dek farklı lokantalar bulmanız mümkün ancak biz otelde ve şehrin en iyi fin lokantası dedikleri restaurant nili’de yedik ve yemeklerden memnun kaldık.

 

Oldukça farklı ve hoş bir seyahatti. Bölgenin en güzel özelliği de herkesin yapacak birşeyler bulabilmesi…İsterseniz kar kayağı, snowboard, husky ya da ren geyiği ile kızaklarla dolaşabilir, isterseniz sehirde keyif yapabilir sadece etrafta yürüyüp müzeleri etrafta ki küçük kasabaları gezip keyif yapabilirsiniz. Anlayacağınız her yaşa, herkese göre aktivitenin olduğu cennet bir köşe burası. Ben yeniden gitmeye can atıyorum.

 

Bu arada Rovaniemiden yöreye özel elde yapılan ve dünyaca ünlü Marttiini bıçaklarından almadan dönmemeinizi öneririm.

Şamanizm dininin hala oldukça yoğun yaşandığı ve bu öğretiyi okullarda öğreten nadir şehirlerden biri olan Rovanimi'den tütüsü olmadan da dönmemeinizi öneririm.