Ayubowan…Sinhalese yani Sri Lanka dilinde merhaba, günaydın anlamına geliyor. Adaya adım atar atmaz en çok bu kelimeyi duymaya başlıyorsunuz.
colombo
Sri Lanka’yı bana iki kelime ile özetle derseniz ilk aklıma gelen kelimeler dev bir botanik bahçesi olur sanırım. Morco Polo’nun ilk görüşte vurulduğu, dünyanın en yeşil adalarından biri kabul edilen Hint Okyanusunda konumlanmış bu adada ne isterseniz var. Gözyaşı şeklinde ki ada tropikal ormanları ve içinde ki vahşi yaşamı, 2000 yıllık budist tarihi, Unesco dünya kültür mirası eserleri ile başlı başına bir kültür adası. 1972 yılında ismi Seylan’dan Sri Lanka ya cevrilen ada, aynı zamanda dünyanın en önemli dördüncü çay üreticisi.
2004 yılında tusunaminin vurduğu tren
2009 yılına dek oldukça kanlı bir iç savaş yaşayan Sri Lanka; 2004 yılında da üçyüzbin kişinin öldüğü bir tusunami yaşadı. Yeni yeni nefes almaya,yaraların sarmaya başlayan ada yine de oldukça iyi toparlanmış diyebilirim. Seneler boyu kendilerinin tamil kaplanları diye adlandıran ayrılıkçı gurup ile oldukça kanlı bir şavaş yaşayan ülkede bunu izleri en çok başkent Colombo’da hissediliyor. Özellikle çinli inşaat şirketleri tarafından yüksek binaların inşaatına başlanan başkent Colombo’da İngiliz ve Hollanda’lıların sömürgesinden kalan Kolonyal dönem yapılarda tek tek yenilenmeye başlanmış bile. Gittiğimiz bölgelerden en çok sanırım Colombo’dan etkilendim, silinmeye çalışılan iç savaşın izleri beni derinden etkiledi. Türk Hava yollarının Mauritius/Male üzerinden direk ucuşu ile ulaşabileceğiniz Colombo’da kalmanız için size seksenbir kolonial tarzda ki odası ile Galle Face Hotel; on adet özel bahçe yada balkonlu odaları ile Paradise Road Titangel Colombo oteli , Colombo Courtyard yada Grand Oriental Hoteli tavsiye edebilirim.
Başken Colombo deniz kenarında konumlanmış bir liman şehri. Hollanda egemenliği zamanlarından kalan Dutch Hospital Shopping Precinct (hollanda hastanesi alışveriş bölgesi) den yürüyerek etrafta dolaşabilirsiniz. Otellerin içindeki lüks lokantaların dışında Ministry of Crab; Barefoot, Kaema Sutra, Sky lounge, Gallery Café size keyifle yemek yiyebileceğiniz adreslerden birkaçı.
Adanın heryerinden fışkıran meyveler, ağaçlar ve bitkiler tabii ki adayı bir ayurvedik cennet haline getirmiş. İlaçları çok bilinçli bir şifa aracı olarak kullanan ada halkı karşınıza çıkacak birçok merkezde bununla ilgili hizmet de sunuyor.
Adanın her yerinde görebileceğiniz farklı güzellikler var. Örneğin Colombo’dan 4-5 saatlik kara yolu ile ulaşabileceğiniz Dambulla başlı başına bir seyahat destinasyonu olabilir. Bizim kaldığımız Sri Lanka’nın en önemli mimalarından biri olan Geoffrey Bawa’nın tasarımı olan eko friendly Heritance Kandalamaya oteli ormanın içine yerleştirilmiş bir mücevher kutusu tadında. Banyonuzda duşunuzu yaparken ya da yatağınızda uzandığınızda balkonuzda oynayan maymunları seyretmenin keyfi anlatılamaz. Dambulla’da M.Ö 1 yy dan kalan Cave Rock Temple budismin ilk merkezlerinden biri. Yine yaklaşık bir saat mesafe Polonnaruwa’da yer alan Unesco korumasında ki eski şehir kalıntıları da, Sigiriya gibi görmenizi tavsiye edeceğim yerlerden biri.
Adanın güneyinde yer alan altın kumlarda tropic adanın farklı bir keyfini yaşarken Amangalla, Amanwella, Kahanda Kanda, The Walawwa, Anatara Tangelle peace heaven resort, Tri lanka, Chena Huts gibi oldukça lüks otellerde balayı tadına tatil yapabilirsiniz. Adanın eğer güney kıyılarına gitmeyi planlıyorsanız mutlaka deniz uçağını kullanmanızı tavsiye ederim; yollar ve trafik Sri Lanka’da oldukça kötü.
Adanın orta ve kuzeyi çay cenneti diyebiliriz. Meşhur seyhan çayının sebebini burada ki çay tarlalarını görünce anlıyorsunuz. Biz Nuwara Eliya bölgesinde Governer’s house adlı çok hoş bir küçük otelde konakladık ancak yörede ki eski çay fabrikalarından otele çevrilen çok hoş oteller de var. Kandy’den iki saatlik bir tren yolculuğu ile ulaştığımız Nuwara Eliya bölgesinde yol boyunca inanılmaz bir doğa keyfi yaşadık.
Sri Lanka doğal vahşi hayat konusunda da muazzam. Panthere, fil, maymun aklınıza gelebilecek daha her çeşit hayvan adada mevcut.Yolda yol alırken bir yemiş ağaçında konaklayan yüzlerce baykuşu görmek oldukça doğal görüntülerden ada için..
Ada için mücevher adası demek de yerinde olur; safir ve yakut madenleri yanı sıra elmas,ve zümrüt bunların yanı sırada daha az değerli taşlar adeta adanın heryerinden fışkırıyor.
Sri Lanka, Hint ve Thailand etkisinde ki adanın her yöresi oldukça farklı. Tüm adayı tek seferde gezmeyi planlarsanız en azından ongün ayırmanızı tavsiye ederim. Yanınızda sivrisinek ilaçları bulundurmanızda yarar olan adanın iç kısımlarına gezmeyi planlıyorsanız böcek fobinizin olmadığından emin olun.